5 Ocak 2017 Perşembe

Marsilya



Marsilya, Fransa' nın Provence-Alpes-Côte D'azur bölgesinin başkenti..

Arzettiği etnik çesitlilik nedeniyle bazı semtleri daha çok Arap şehirlerini andırsa da, birkaç farklı sosyal boyutun yaşanması açısından Fransa' nın görülmesi gereken yerlerinden biri. 

Sosyal örgütlenmenin en üst düzeyde olduğu ve barındırdığı işçi nüfusu sayesinde sendikaların gündem belirleme konusunda hatırı sayılır bir gücü var. Mesela tramvay inşaatı da SNCM' in(*)  
özelleştirilmesi gibi konularda haftalarca süren grev eylemlerine sahne olabilen, halkının da bu özelliğinden şikayet etmeyi sevdiği çok renkli bir şehir.

Olympique de Marsille gibi bir şehrin kaderi ile, inatçı kimliği ile böylesine bütünleşmiş bir futbol takımına sahip olan ender Fransız şehirlerinden birisi aynı zamanda. Öyle ki takım halen ligin ortalarında yer almasına karşın yerel basın ve sadık taraftarları kesinlikle desteklerini kesmemektedirler.

Genelde pis sokakları, köhneleşmiş metrosu, uzayıp giden kalabalık caddeleri ile sıkıntı veren ama aynı zamanda Vieux Port civarında veya plaj yakınlarında, ayrıca öğleden sonra canlanan alışveriş mekanlarında yaşama sevinciyle insanları buluşturur.
Fransa'nın Akdeniz kıyısında yeralan şehir, Akdeniz'in en büyük ticari limanına sahiptir.

Şehir merkezine 30 km uzaklıktaki Marsilya havaalanından her 20 dakikada bir hareket eden otobüsler, yolcularıSaint Charles Garı'na getiriyor. Oradan taksi ya da metro ile gideceğiniz yere ulaşıyorsunuz. Başta Marcel Pagnol'un filmleri olmak üzere birçok Fransız filmine mekân olan St. Charles Gar'ı, şehrin yüksek tepelerinden biri üzerinde kuruludur. Garı şehrin merkezine bağlayan Boulevard d’Athenes caddesine doğru alçalan toplam sayısı 104 olan merdivenlerin en üst basamağından aşağıya bakınca tüm şehrin ayaklarınızın altında olduğu hissi veriyor. Bazıları şehrin merkezi olarak, St Charles Garı'nı bazıları ise ‘Le Vieux-Port’ denilen eski limanı kabul ediyor.

Tarihte ilk olarak MÖ 6.yy'da 12 İon şehrinden biri olan Phokaia (bugünkü adıyla Foça)'lı denizcilerin kurduğu Marsilya şehri, zamanla eski liman denilen Vieux Port (Eski Limanı) etrafında genişleyerek bugünkü halini almış... Phokaialılar İzmir yakınlarındaki bugünkü EskiFoça şehrini kaybetmelerinden sonra kendilerine koloni yaptıkları bir şehir olarak da biliniyor. Cosquer Mağarası duvarı üzerindeki yazılar Marsilya da geçtiğimiz 28 bin yıl boyunca insan yerleşimi olduğunun kanıtı. Ayrıca Marsilya 2 bin 600 yıl ile Avrupa'nın en eski şehri unvanına sahip... Bu eskilik sokaklarında kolayca farkediliyor. Birbirine bitişik sıralanan yüzlerce apartmanın dar bir koridor görünümü oluşturduğu Arnavut kaldırımlı sokaklarında yeni yapı hemen hemen hiç yok. Asırlar öncesinin yüksek tavanlı, uzun pencereli evleri yıkılmamış ve korunarak bugüne kadar gelmiş. Tarihi geçmişiyle yüksek mimari değer taşıyan bu apartmanlar bugün hala halkın kullanımında... Marsilya Kültür Varlıkları Atölyesi'nin (Atelier du Patrimoine) yöneticisiDaniel Dracourt'un şehrin tarihi yapısının korunmasına yönelik çalışmalarının bunda büyük payı olmuş. Akdeniz çevresinde bulunan ülkelerde tarihi kent dokularıyla öne çıkan yerleşimlerin gelişim ve koruma planları yapılmış.İstanbul'a benzer özellikler taşıyan Marsilya çok kültürlülüğün ve kültür varlıklarının korunması ve yerel yönetimler açısından önemli bir örnek.

MÖ 49 yılında Sezar tarafından istila edilince Romalıların ticaret merkezi haline getirilen Marsilya, limanlarının jeopolitikavantajıyla bugünde denizcilik alanında önemli bir yere sahip... Haçlı Seferlerinde aktif olarak önemli bir rol oynamışsa da bugün egemen bir din yok ve çok çeşitli kültürel yapısı içinde her dinden insana rastlanıyor. 13. yüzyılda kısa süreli yaşanan Cumhuriyet dönemine, 1423 yılında Aragone Hanedanlığı tarafından son verilmiş.Kral Rene'nin yaptığı çıkartmanın sembolü olarak diktirdiği kule, bugün hala limanın girişinde görülebilir. Marsilya, 1481'de Fransız Krallığı'na dahil olmuşsa da halkının liberal yanı tarih boyunca ağır basıyor. 1720 yılında nüfusunun yarısı olan 45 bin kişiyi kaybettiği veba salgının yaraları kısa sürede sarılırken, 1792'de Marsilya halkı asiliğiyle ünlenir. Altı bin gönüllüden oluşan Ren Ordusu, Claude Joseph Rouget de Lisle'in bestelediği savaş marşı ‘Chant de guerre pour l'armée du Rhin'ı söyleyerek, Fransız Devrimine katılmak için Paris'e doğru yürüyüşe geçer. 1795'te Fransa'nın milli marşı kabul edilen bu marş ‘La Marseillaise’ olarak bilinir.

19. yüzyılda Modern Döneme girmesinin yanı sıra Fransız sömürgeleri, altyapı sistemi projeleri ve Süveyş Kanalı'nın açılmasıyla gelişmesi hız kazanan Marsilya, ham maddeleri işlemeye dayalı ekonomisiyle kısa zamanda gelişmesini tamamlamış. Deniz ürünleri zenginliğinin yanı sıra Dünya'nın en kaliteli kiremitleri burada üretiliyor. Bugün Marsilya'nın tek amacı ‘Euroméditerranée’ projesini gerçekleştirmek. Ekonomi ve endüstri metropolisi olan Marsilya 1995 yılında başlatılan bu projeyle Güney Avrupa’nın iş alanında başkenti olmayı amaçlıyor. Bunu gerçekleştirmek için şehir, yabancı sermayeye yatırım yapması için her imkânı ve kolaylığı sağlıyor. Aynı zamanda Fransa'nın en yüksek öğrenme oranına sahip olduğu 45 bin üniversite öğrencisiyle kente gelen sermaye ile doğan iş imkânlarından Marsilya halkının faydalanması için kalifiye eleman yetiştiriliyor.

Bugün Marsilya artık Fransa'nın en kalabalık varoşlarından birine sahiptir.

Fransa'da abartmaları ile tanınan Marsilyalılar tarafından Dünya'nın en güzel şehri olduğu söylenir. Marsilya'nın içinde olduğu kadar civarında da gidilecek çok yer vardır. Marsilya, sosyetik tatil beldeleri Cannes, Nice, St. Tropez'ye yakın olmasına rağmen Güney Fransa’nın diğer şehirlerine hiç benzememektedir. Kuzey Afrikakökenlilerin çoğunlukta olduğu, 1 milyondan fazla çok çeşitli etnik nüfusuyla bir metropol görünümündedir. Herkesin değişik bir aksanı olduğu için Fransızca'yı az veya aksanla konuşsanız bile kimse yadırgamamaktadır. Akdeniz ikliminin getirdiği yumuşak hava akımıyla soğuk ülke vatandaşları için çekici olsa da, yüksek suç oranı ve uyuşturucu trafiğinin yoğun olduğu iddia edildiğinden turistlerin çok rağbet ettiği bir şehir değildir.

Eski liman ‘Le Vieux-Port’dan ‘Château d'If ’ adasına, ‘Port de Commerce’den de Korsika Adası'na günlük turlar düzenleniyor. Şehir içi tur yapmak için ise iki seçenek var. İlki, bir gün için kişi başına 16 Euro olan otobüslerle şehri dolaşmak. İkincisi ise yollardaki kırmızı çizgileri takip ederek yürümek. İki saat süren kırmızı çizgiyi takip turuyla şehrin gezilip görülecek tüm tarihi ve turistik yerlerini görüyorsunuz. Alexandre Dumas’nın romanı ‘Monte Kristo Kontu’yla üne kavuşan ‘Château d'If’ şehrin en güzel manzaralarından birine sahip. 1524 yılında inşa edilen bu şato, 17. yüzyılda devlet hapisanesine dönüştürülmüş.

Lavanta tarlalarıyla çevrili Marsilya da eski ve yeni içiçe yaşıyor... Hangi tepesinden baksanız dağlarla çevrili muazzam bir liman manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Marsilya, tarih ve kültür karışımı bir gezi için ideal bir şehir. 

(*): Geçtiğimiz Eylül ayında özelleştirme sürecinin sonucu açıklanan Fransız kamu iktisadi teşekkülü. Bu karar, özellikle devletin desteğinden yoksun kalacağını düşünen sendikalar ve çalışanlar arasında galeyana neden olmuş, gaza gelen sendikacı gemicilerden dördü Korsika milliyetçiliğinin de etkisiyle şirket gemilerinden birini kaçırmış, Fransız özel timleri gemiye düzenlenen bir baskınla olayı çözmüşlerdir. Olay çözülmüş çözülmesine ama, hükümet ile sendikalar arasında özelleştirmelere ilişkin müzakereler halen sürmektedir. Devletin şirkette yeniden pay sahibi olması talebine Fransız hükümetinin vereceği yanıt henüz netleşmedi.

-Marsilya ve Yakınındaki Akdeniz Kıyılarını Gösteren Bir Piri Reis Haritası- 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder