Hayatımızın bir dönem çok anlamsız gittiğini düşünürüz değil mi? Hiç bir iş yolunda gitmez. Her şey üstümüze üstümüze gelir ve o, evet onunla karşılaşırız, belki bir cafede, belki bir iş yerinde belki belki belki diye sayacağımız bir sürü yerde. Bağlanırız değil mi? Hem de köpekler gibi. Kalbimizin sadece kan pompaladığını zannederiz, ta ki onunla karşılaşana onu tanıyana onu görebildiğin her ana kadar. İşte bu senin hayatının anlamı oluyor bir süre sonra. Karşılık görmezsen velev ki. Karşılık alınca her şey değişiyor her şey ama, her şey güzel görünüyor gözüne. Her koku daha bir güzel geliyor, hayatı daha iyi anlıyorsun. Hayatı anladığın için değil, anlamadığın için. O sendeki hayat algısını değiştiriyor. Öylesine muazzam bir etki yapıyor üstünde. Aşık olmaya, aşık oluyorsun bir süre sonra. Kişinin çok önemi yok burada. İlk aşkım dediğimiz şey var ya, hani kimsenin hiç unutmadığı. Belki senin için şu an hiç bir değeri yok. Ama neden unutamıyorsun düşündün mü? Çocukluktan beri kafanın içinde var olmuş düşünceyi ilk değiştiren oydu çünkü. Hayat algını ilk bozan, hayatını anlamsızlaştıran ilk kişiydi o. O anlamsızlığı aradığını fark ediyorsun. Eğer aşk böylesine yüce bir duyguysa, aynı zamanda o kadar karmaşıksa bunun hayatına bir anlam getirdiğini nasıl bu kadar kolay iddia edebilirsin ? Etmemelisin.
Ya düşün moralin acayip bozuk, yolunda giden hiç bir bok yok. Ama tek ses, tek kelime, tek bir telefon titremesi, tek bir mesaj nasıl bir anda kafanı dağıtıyor değil mi? Yüzüne bir gülümseme geliyor yahu. Anlamı yitiriyorsun, anlam kavramını yerle bir ediyorsun. O dertten, kederden, her şeyden uzaklaşıyorsun. Kafayı taktım değil mi bu anlam işine? Gerçekten çok tuhaf geliyor, yarım saat önce, bir elimde çay bir elimde sigara oturuyorken tesadüfen aklıma geldi. Bir baktım ki zaman kavramını kaybetmişim. Düşünüyorum da düşünüyorum. Ne yapıyorum? Neredeyim? Niçin buradayım? Hepsine bir cevap verebiliyorum. Sonra bundan ne kadar sıkıldığımı itiraf ettim kendime. Her şey anlamlı etrafta, yaşama güdüsü, verdiğimiz savaş, düşüncelerimiz, inançlarımız. hepsi boş geldi bir anda.
Elini tutuyorsun, gözlerine bakıyorsun. Sana "ee şimdi ne yapacağız" diyor gülümseyerek. Sadece "bilmiyorum" diyorsun ya işte bu hayatın orada son buluyor. O "bilmiyorum" lafı senin tüm algını, anlamını yok ediyor. Ya sadece o var anlamak istemiyor musun? Öylesine gerek yok. Anlam verdiğin bir şeye "bilmiyorum" diyemezsin. "Sen yanımda olduktan sonra gerisinin önemi yok" anahtar cümlelerden biri. "Gerisinin anlamı yok"tur aynı zamanda. Değer verdiğin her şeyi bir anda bırakabiliyorsun, silebiliyorsun hayatından. Ailen, dostların, işin bunları sana ne yaptırıyor biliyor musun ? O içinde ki anlamsızlık. O anda o değer verdiğin hiç bir şey sana bir anlam ifade etmiyor. Yazıya dökünce o kadar saçma görünüyor ki anlatamam. Ne diyor bu adam diye bile düşünebilirsiniz. Hiç yadırgamıyorum.Şimdi o kişiyi daha iyi anlıyorum. Ben aşkın anlamını bir elimde çay, bir elimde sigara varken tesadüfen kendime tam olarak açıklayabildim. Umarım sizde aşkın size gerçekten ne hissettirdiğini, size nasıl bir anlam yüklediğini en kısa zamanda anlayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder